BASIN AÇIKLAMASI 136

                       

Tarih: 20.02.2014

 

YÖK DİSİPLİN YÖNETMELİĞİ,

EVRENSEL ÜNİVERSİTE ANLAYIŞIYLA BAĞDAŞMAMAKTADIR.

 

1982 yılında oluşturulan YÖK Disiplin Yönetmeliği kısa bir süre önce YÖK tarafından güncellenerek 29 Ocak 2014 tarihinde yürürlüğe girdi. 12 Eylül 1980 döneminin ürünü olan YÖK, üniversitelerde düşünce özgürlüğünü yok etmiş, üniversiteleri toplumsal yarar düşüncesinden uzaklaştırarak piyasa egemenliğine teslim etmiştir. 12 yıllık AKP iktidarı ise, 1980’in doğal uzantısı olarak gericiliği üniversitelerde kurumsallaştırmıştır.

 

Milli Eğitim Bakanlığı tarafından eş zamanlı olarak hazırlanan TBMM gündemindeki bir torba yasa tasarısı ise, YÖK Disiplin Yönetmeliği’ni değiştirerek akademisyenler için öngörülen eylem ve ceza tamimlerini 29 Ocak’taki YÖK Disiplin Yönetmeliği değişikliğinden önceki eylem ve ceza tanımlarıyla geri getirmektedir. MEB yasa tasarısında geri getirilmeyen, yeni YÖK Disiplin Yönetmeliği’nin Cumhuriyetin temel niteliklerine karşı eylemde bulunmayı serbest bırakmasıdır. YÖK-MEB işbirliği ile gerçekleştirilmek istenen AKP’nin gerici/bölücü politikalarının bir devamıdır.

 

Karşı karşıya olduğumuz durum, YÖK Disiplin Yönetmeliği‘nin katılaştırılmasından ibaret değildir. Yönetmelikte var olan fiili siyaset yasağı, iktidarın herhangi bir uygulamasına karşı en cılız muhalefeti dahi üniversiteden kovma çabasına dönüşmüştür. Tüm toplumu ilgilendiren konularda aydınların, özellikle de bilginin üretildiği, sınandığı, öğretildiği ve yayıldığı mekan olarak akademinin sessiz kalması, hiçbir şekilde görüş beyan edememesi evrensel üniversite anlayışıyla bağdaştırılamaz. Böyle bir durum akademinin varlık sebebine aykırıdır.

Son günlerde yaşadığımız bir olay, Marmara Üniversitesi’nde Gezi Parkı için yapılan eylemlere katılmış olmaları nedeniyle üç araştırma görevlisine verilen kademe ilerlemesinin durdurulması cezası, disiplin yönetmeliği düzenlemesinin ne anlama geldiğinin çok açık bir göstergesidir.

 

Ayrıca yalnızca üniversite mensupları değil herkes, en temel insan hakları gereği olarak düşüncelerini açıklamakta özgürdür. Dünyadaki hukuk ve ahlak normları, bütün çalışanlara örgütlü olarak direnme, gerekirse görüşlerini, onurlarını ve kazanımlarını korumak için iş yavaşlatma ve bırakma hakkını öngörmektedir. Üniversite çalışanlarının bu haklardan yoksun kılınması kabul edilemez.

 

Bugünkü haliyle YÖK Disiplin Yönetmeliği‘ni ve yasama, yürütme ve yargı erklerinin tümünde yaygınlaştırılan anti-demokratik uygulamaları kabul etmediğimizi ve toplumsal yaşamda bilimin, sanatın, felsefenin saygınlığına dayalı, evrensel üniversite anlayışıyla uyumlu, özgürlükçü akademik çalışmanın önünü açacak Üniversite yapılanmasını sağlamak üzere çalışmayı sürdüreceğimizi aşağıda imzası olan akademisyen dernekleri olarak ilan ediyoruz.

 

 

Abant İzzet Baysal Üniversiteli Öğretim Elemanları Derneği (AİBÜÖED)

Akdeniz Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (AÜÖED)

Isparta Öğretim Elemanları Derneği

İnönü Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği (İNÖDER)

İstanbul Üniversitesi Öğretim Üyeleri Derneği (İÜÖÜD)

Orta Doğu Öğretim Elemanları Derneği (OED)

Samsun Akademik Elemanlar Derneği (AKADEMİ SAMSUN)

Tüm Öğretim Elemanları Derneği (TÜMÖD)

Üniversite Konseyleri Derneği (ÜKD)

Üniversite Öğretim Üyeleri Derneği (ÜÖÜD)