BASIN   AÇIKLAMASI  9

Tarih: 30.01.2007

 

 

Değerli hocamız, ölümsüz anti-emperyalist savaşçı Prof. Dr. Muammer Aksoy’u, 17 yıl önce 31 Ocak 1990 tarihinde sonsuzluğa uğurladık. Aksoy hoca, ülkemizin yakın tarihinde yer alan tüm önemli sorunlarda taraf olmuş; ulusumuzun yararlarının, demokrasi ve özgürlük açısından önem taşıyan değerlerin korunması yönünde yiğitçe tavır almıştır.  Hocamızın katkıda bulunduğu ulusal davalar, saymakla bitmez. Bunların başlıcalarını saygı ve şükranla anıyoruz:

 

  • Muammer Aksoy, yaşamının bütün dönemlerinde bilim ve düşünce özgürlüğünün ve üniversite özerkliğinin yılmaz savunucusu olmuştur. 1960 öncesi dönemde SBF’ye yönelen baskılar karşısında, bakanlık emrine alınan o zamanki fakülte dekanına dayanışma gösteren ve siyasal iktidar karşısında kararlılıkla direnenlerin ön safında Aksoy hoca vardır.
  • 1961 Anayasasının demokratik ve özgürlükçü bir yapı kazanmasını geniş ölçüde ona borçluyuz. Kurucu Meclisin Anayasa Komisyonu sözcüsü olarak, karşı karşıya bulunduğu ağır saldırıları göğüsleme pahasına, özellikle sosyal devlet ilkesinin Anayasada yer alması için göstermiş olduğu çabalar unutulamaz.
  • Ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerinin emperyalistler tarafından yağmalanmasına karşı mücadele edenlerin ön safında da Aksoy hoca vardı. Özellikle o dönemin TPAO genel müdürü rahmetli İhsan Topaloğlu ile birlikte, petrollerimizin yağmalanması girişimlerine karşı yürüttükleri mücadele, hocamızın yaşamında başlı başına bir onur sayfası oluşturmuştur. Günümüzde petrol yağmasına yeni bir boyut getirme girişimlerinin kabarmakta olduğu koşullarda, hocamızın doldurulması olanaksız olan yerinin önemi bir kere daha gözlerimizin önünde somutlaşmaktadır.
  • Bugün toplumsal yaşamımızın önemli bir parçası haline gelmiş olan memur sendikacılığı hareketinin başlangıcında da, hocamızın unutulmaz katkılarının yer aldığı bilinmektedir. 12 Mart 1971 öncesinde gerçekleşmiş bulunan öğretmen kıyımına ve Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) boykotuna bilimsel planda gösterdiği dayanışmanın değeri göz ardı edilemez. Pek çok kimsenin memur sendikacılığı adını ağzına almaya cesaret edemediği dönemlerde Aksoy hoca, memurların sendika hakkının demokrasinin vazgeçilmez önkoşullarından biri olduğunu yiğitçe savunmuştur.
  • Küresel egemenlerin Atatürk’e yönelik saldırılarının yoğunlaşmaya başladığı bir dönemde Aksoy hoca, üstün bir bilinçle ve sorumluluk duygusuyla hareket ederek Atatürk’ü savunmak ve yeniden anlatabilmek amacıyla Atatürkçü Düşünce Derneği’nin kuruluşuna öncülük etti ve başkanlığını üstlendi. ADD’nin kuruluşunun hemen ardından Aksoy hocanın alçakça bir cinayete kurban gitmesi çok düşündürücüdür ve pek çok şeyi anlatmaktadır.

 

Bütün bunlara karşın, inanıyor ve biliyoruz ki, Aksoy hoca yaşamaktadır. Ülkemizin çıkarlarını korumak yönündeki çabalarının ve emperyalizme karşı onurlu direnişinin belleklere kazıdığı hatıralarda ve kazandırdığı derslerde, yetiştirdiği öğrencilerin varlığında, geniş kitlelere sağladığı üstün yurtseverlik bilincinde Aksoy hocamızın her gün yeniden doğduğunu, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da göreceğiz.

 

 

Prof. Dr. Alpaslan IŞIKLI

TÜMÖD Genel Başkanı